Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1960 Antlaşmasıyla Kıbrıs iki toplumlu olarak hukuksal bir statüye kavuşmuş ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğüyle güvence altına alınmıştır. Ancak tüm bunlara rağmen barış uzun sürmemiş 1963 yılında başlayan olaylar adada tekrar karışıklıklara neden olmuştur. Rum ve Yunanların Türk toplumuna yönelik sistemli saldırılarının devam etmesi 1974 yılında garantör ülke olarak Türkiye’nin adaya müdahale etmesini gerektirmiştir. Müdahale sonrasında adanın üçte biri kontrol altına alınmış ve Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur. Böylece tek bir devlet olarak devam eden Kıbrıs Cumhuriyeti iki devlet halini almış, Türk tarafı Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rum tarafı ise Kıbrıs Cumhuriyeti olarak devam etmiştir.
Ülke Kitapevi
1 Ocak 1981’de Yunanistan Avrupa Topluluğu’na (AT) girdi. 1980’de Yunanistan’ın NATO askeri kanadına dönmesini Türkiye’nin kayıtsız şartsız kabul etmiş olmasına karşın, Andreas Papandreu’nun PASOK partisinin 1981’de iktidara gelmesi, Türkiye ile Yunanistan arasındaki çetin sorunları daha da büyüttü. Bu sorunların bir bölümü Ege bölgesiyle ilgiliydi ve karasuları, kıta sahanlığı (birçok Yunan adası Anadolu kıta sahanlığı üzerinde bulunuyordu),uçaklara ilişkin FIR hattı (Flight Information Region), Lozan Antlaşması’na göre silahsızlandırılmış kimi Yunan adalarının silahsızlandırılması konularını içeriyordu. Sonra azınlıklar sorunu (Batı Trakya’da Türkler, İstanbul’da Rumlar) ve tabii Kıbrıs sorunu vardı. Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkartmasını önlemek için Türkiye bunu savaş nedeni sayacağını duyurdu. Kıbrıs’ta cemaatler arası görüşmelerin tıkanması, Yunanistan’ın da sorunu uluslararası örgütlere taşımaya çalışması üzerine, Kıbrıs Türk yönetimi bağımsızlığını ilan etti (15 Kasım 1983). Böylece Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne dönüştü (KKTC). Evren yönetimine Batı Avrupa soğuk davrandığı için, Türkiye o sıra sosyalist ve üçüncü dünya ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştı.
Reklam
CHP-MSP koalisyonu
1973’te Sunay’ın cumhurbaşkanlığı bitiyordu. Ordu artık genelkurmay başkanlığına gelmiş bulunan Faruk Gürler’i seçtirmek istiyordu. Bu amaçla Gürler genelkurmay başkanlığından istifa etti, Sunay da onu kontenjan senatörü yaptı. Ne var ki Ecevit ve Demirel işbirliği yaparak onu değil de, emekli koramiral Fahri Korutürk’ü seçtirdiler. Aynı yıl
400 syf.
6/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Nazım Beratlı'nın 1878-1983 tarihsel kesitinde Kıbrıslı Türk halkının oluşumu ve kktc'nin ilanına kadar yaşanan süreçleri tahlil ettiği bu bu kitap; Khora Yayınlarınca Kıbrıs'ta, Kalkedon Yayınları'nca Türkiye'de basıldı... Osmanlı, İngiliz, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk Federe Devleti eşiklerinde, Kıbrıslı Türklerin kendi içlerinde yaşadıkları sosyal-siyasal saflaşmaların tahil edildiği kitapta, özellikle Osmanlı'nın son yılları ile İngiliz döneminde oluşan İttihat Terakki ve Padişah taraftarları arasındaki gerilimleri okumak ilgi çekiciydi... Kitap Müftülük, Efkaf, Liselerin müdür seçimi, Belediyeler gibi konular ekseninde; basın, dernek, kulüp ve sendikalaşma bağlamında yükselen siyasal mücadelelere dair birçok detay içeriyor. Kıbrıs sorununun şekillenme süreci anlatılırken 1940'lı yıllara doğru, Nazım Beratlı kendisinin yeni siyasal pozisyonunu haklı çıkarma kaygısıyla tarihçilik çabasını ikinci plana alsa da, ayıklayıcı bir zihinle okunduğunda birçok bilgi içeren değerli bir çalışma olduğunu söyleyebilirim...
Kıbrıslı Türk Siyasi Tarihi 1878-1989 Başlangıçtan KKTC'ye
Kıbrıslı Türk Siyasi Tarihi 1878-1989 Başlangıçtan KKTC'yeNazım Beratlı · Kalkedon Yayınevi · 20202 okunma
"1974 Kıbns Banş Harekatı’ndan sonra 1975’te “Kıbrıs Türk Federe Devleti” kurulmuş; buna karşılık ABD ve Batı, bir yandan Türkiye’ye silah ambargosu uygularken, aynı anda ayrılıkçı örgütleri silahlandırmaya hız vermiş ve 1975 yılında kurulan Ermeni ASALA örgütü Türk diplomatlara ardarda suikastler düzenlemeye baş­lamıştı."
Sayfa 258
“Kıbrıs Federe Devleti” ilan edildi 13 Şubat 1975
Kıbrıs için en ideal çözümün federasyon olduğu görüşünün uluslararası arenada kabul görmesi, Kıbrıs Türk Devleti’nin ilanı için dış koşulların olgunlaştığı görülür. 13 Şubat 1975’de amacın iki bölgeli federasyonda Rumlarla birleşmek olduğunun altı çizilerek “Kıbrıs Federe Devleti” ilan edilmiştir.
Sayfa 398 - IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK
Reklam
220 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
youtu.be/56kbqKzlqtg Siciilya ve Sardunya'dan sonra Akdeniz'deki 3.büyük ada olan Kıbris adası, Osmanlı egemenliğine girmeden önce sırasıyla Mısır, Hitit, Akad, Dor, Yunan, Fenike, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Arap, Bizans, İngiliz, Ceneviz, Memlük ve Venediklilerin yönetiminde bulunmuşlardı.1521'de Osmanlı'nın Rodos'u alması ve Yavuz
Unutulan Ada Kıbrıs
Unutulan Ada Kıbrısİlker Başbuğ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201691 okunma
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti
Kıbrıs Türk halkı,1960 Anayasası'ndan doğmuş olan self-determinasyon hakkını 15 Kasım 1983'te kullanarak, Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi'nin oybirliğiyle aldığı kararla "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti"ni (KKTC) ilan etti. Rauf Denktaş, yeni devletin Cumhurbaşkanı se­çildi. KKTC'nin tezi, Ada'daki iki eşit toplumun ortaklığı üzerine kurulu bir federasyonun yeniden oluşturulmasıydı.
Sayfa 66 - KAYNAK YAYINLARI
Kıbrıs Türkü'nün self-determinasyon hakkı
Kıbrıs sorunu 1983 yılına değin sürekli olarak BM'nin günde­ minde yer almasına karşın, soruna hiçbir çözüm bulunamamıştı. Örneğin, BM Genel Kurulu'nun 13 Mayıs 1983 tarihli kararı, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı. Bu kararda; Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Ada topraklarının tümü üzerinde egemen­ lik ve denetim hakkı vurgulanmakta, "Kıbrıs Cumhuriyeti halkı" deyimi kullanılmakta, Ada'dan bütün işgal güçlerinin çekilmesi, Kıbrıs Rum mültecilerin evlerine geri dönmeleri ve sorunun çözü­ lebilmesi için uluslararası bir konferansın toplanması istenmek­ teydi. Karar ayrıca, Güvenlik Konseyi'nin soruna el koymasını ve iki toplumun Genel Sekreter'in koruyuculuğu altında anlamlı, sonuca yönelik, yapıcı görüşmeler yapmasını öngörmekteydi. BM'nin bu kararı, Kıbrıs Türk Federe Devleti ile Türkiye tarafından reddedilmiş ve Kıbrıs Federe Meclisi, 17 Haziran 1983'te yayımladı­ğı bir bildiriyle Kıbrıs Türkü'nün self-determinasyon (kendi kade­rini belirleme) hakkını ilan etmişti.
Sayfa 65 - KAYNAK YAYINLARI
İKİ DARBE ARASINDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI 1971-1980 HÜNER TUNCER
KTFD(KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ)'nin ilanından önce Türkiye, Kıbrıs'ın kuzeyinde askeri denetimini kurmuştu. 1974 Harekatı öncesinde 234.000 kişinin yaşadığı Türk bölgesinde nüfus 70.000'e düşmüştü ve bunun 20.000'ini de köylerinden ayrılmayan Rumlar oluşturmaktaydı. Harekat sırasında büyük bir yıkım yaşanmış, ekonomik yaşam neredeyse durmuştu. Kıbrıs Türk toplumunun bütün gereksinmeleri Türkiye'den karşılanmaktaydı. 2 Mayıs 1975'te yayımlanan bir yönetmelik uyarınca, Kıbrıs'ın Türk bölgesindeki işgücü açığının Türkiye'den gönderilecek işgücüyle kapatılması yoluna gidilmiş ve bu çerçevede, 40.000 kişi Türkiye'den Kıbrıs'a getirtilmişti. Kıbrıs Barış Harekatı'nın en önemli sonuçlarından biri de, "Nüfus Mübadelesi Anlaşması"ydı. 31 Temmuz-2 Ağustos 1975 tarihlerindeimzalanan bu anlaşma uyarınca, Güney'de yaşayan bütün Türklerin Kuzey'e geçmelerine izin verilecek, bu işlem BM'nin yardımıyla yapılacak ve 1975 yılının Eylül ayı sonundan önce sonuçlandırılacaktı. (SYF49)
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.